Bilimsel
çalışmalar yeryüzündeki küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutamazsak
dünyada yıkıcı çevresel felaketler sonucunda açlık ve susuzlukla karşı
karşıya kalacağımızı ön görüyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi’nin 21. Taraflar Konferansı’nda 30 Kasım - 11 Aralık
2015 tarihleri arasında Fransa'nın Paris kentinde 195 ülkenin devlet
başkanları ve Avrupa Birliği’nin temsilcileri bir araya gelerek küresel
sıcaklık artışını 2 derecenin altında, mümkünse 1,5 derece civarında
tutulması için çaba gösterecekleri konusunda anlaşmaya vardılar.
Paris
İklim Konferansı’nda, 2°C hedefine ulaşılabilmesi için 2050 yılına
gelindiğinde sera gazları salınımının 2010 yılına göre %40-70 oranında
azalmış olması gerektiği, ısınmanın 1,5°C ile sınırlı kalması içinse bu
oranın %70-95’e kadar çıkması gerektiği belirtildi.
Küresel
ısınmanın azaltılması için enerjide kömür, petrol ve doğal gazdan
vazgeçilerek bunların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarının alması
gerekiyor. Sonuç olarak gelişmekte olan ülkeleri bir yanda büyüme
hedefleri diğer yanda küresel ısı artışına neden olan sera gazları
salınımının azaltılması için fosil yakıtlardan vazgeçilmesi ikilemi
bekliyor.
Bununla
birlikte küresel sıcaklık artışının belirtilen hedefte tutulması sadece
fosil yakıtların kullanımının azaltılması ile mümkün değildir. Fosil
yakıtlardan kaynaklanan sera gazı salınımlarını azaltsak bile yeryüzünün
doğal karbon döngülerinin varlığını sürdürdüğü okyanuslar, ormanlar,
toprak ve sulak alanlar gibi ekosistemlerin tahribatı ve yok edilmesi,
karbon tutucu ortamları sera gazı salınımına neden olan ortamlar haline
getirmektedir. Atmosferdeki karbonun doğal olarak tutulduğu yeryüzünün
en büyük karbon rezervi okyanuslar ikincisi topraktır.
Fosil
yakıtların kullanımının azaltılarak temiz ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına geçiş kadar doğayı ekosistem bütünlüğü içerisinde korumak
da iklim değişikliğiyle olan sınavın başarılması için hayati önem
taşımaktadır.
Paris
İklim Konferansından iki ay öncesinde Ülkemiz bu kapsamda çok önemli
bir konferansa ev sahipliği yaptı. Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin
12. Taraflar Konferansı Ankara’da 12-13 Ekim 2015 tarihleri arasında
düzenlendi. Türkiye BM ile birlikte 2016-2019 yıllarını kapsayan “Ankara
Girişimi” adı altında bir inisiyatif başlattı. Bu girişim ile Ülkemiz,
BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden biri olan “Arazi Tahribatının
Dengelenmesi” hedefine ulaşma çabasına küresel düzeyde katkı sağlayacak,
başta Afrika ülkeleri olmak üzere az gelişmiş ülkelerin çölleşme ile
mücadele çalışmalarına destek verecektir.
Enerji
politikalarımız kısa ve orta vadede fosil yakıtların azaltılması
hedeflerine ulaşabileceğimizi göstermiyor. Bununla birlikte doğal
kaynakların korunması, yönetimi, arazi planlama ve kullanım
politikalarımızı kısa vadede değiştirebilir, ekosistemlerin korunması ve
restorasyonu ile sera gazı salınımlarını azaltabiliriz. Doğayı ve
ekosistemlerin bütünlüğünü korumak iklim değişikliği ve iklim
değişikliğinin sonuçları ile mücadelede çok daha ekonomik, sosyal ve
kültürel faydalar sağlayacaktır.
Paris
İklim Konferansı’nda anlaşmaya varılan küresel ısınmayı azaltma hedefi
tüm dünyaya küresel bir sorumluluk yüklemiştir. Şu anki durum
incelendiğinde, gelişmekte olan ülkelerin bu sınavı başarması mümkün
görülmemektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin teknoloji ve bilgi
transferi ile finansal kaynak hususunda gelişmekte olan ülkelere
yardımları gerekmektedir. Çünkü gelişmekte olan ülkeler bu imtihanın
kaybedeni olduğunda kazananı olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder